2 Nisan 2013 Salı

HAKİKATIN SIRRI NEDİR?

     Uğruna canlar alınan,verilen üç günlük dünyada kişi her gün yeni bir şey keşfediyor,farketsede etmese de.!Allah-u zül Celal kesretle mahv olan insanoğluna ilmi vermiş.Bu ilmi kullanacak zekayı bahşetmiş,bundan daha büyük lutüf olabilir mi?Bununla da yetinmemiş tüm bunları usulünce yürütecek aklıda yaratmış.Subhanallah sadece bunun için bile Cenab-ı Allah'a binlerle hamdolsun.! 
      Şeriatı Garra Muhammedilerin nizamıdır.Bununla cennet yolunun anahtarları bu ümmete hediye edilmiş,bilene ve görebilene.Görmek için akıl gözü değil gönül gözü lazımdır ki bunun da yolu mutasavvıfların yoludur.Sürekli kötülüğü emreden nefs ve bizi tuzağa düşürmek için fırsat kollayan lain hazır kıta beklemektedirler.Lakin Allah kullarına lutüfkardır çünkü tevbe kapısı kıyamete kadar açık.Nefs ve lainin oyunlarına zaman zaman kanıp uysakda Allah bizlere rahmet gözüyle bakıp merhamet ediyor ve tevbelerimizi kabul edeceğini irad buyruyor.!Allah ilmi yarattı demiştik.Allah iki çeşit ilim yaratmıştır.İlimin biri İLM-İ UHUDİYET(kulluk)ilmidir;diğeride İLM-İ REBUBİYETTİR.(Rabbe ait marifettir)Bu iki ilim dışındakilerin gayrısı ise aklın ilmide dahil olmak üzre tümüyle nefsin hazları ve huzuz-u gaflettir.!
Hisap ve hendese ilm olmamış bil aynı nadani
Hidayet okudun lakin hidayet sanma sen anı
Hidayet aşkı bulmaktır deminden nefsi bilmektir
Ki ol bahri nefistendir bu nefhi ruh-u insani
O bahrın zevrakidir çok bu hey'eti alem
Anın şevkiyle mühfelek raks-ü devranı..
      Ehlullah İslam geldiğinden beridir kulluk da nasıl davaranıpta marifete ereceğini araştırmış ve bu yola da Ehl-i Tarikat yolu yani Arif-i Billahların yolu demiştir.Müslümanlıkla şereflenen tüm müminler AŞK'ı aramakla mükelleftirler.Kalplerinde Rableriyle huzuru bulmakla yükümlüdürler. Kulluk böyle bişdir.Çünkü Hadisi Şerifte Resul-u Kibriya şöyle buyruyor''Allah insanı kendi suretinde halk etti''aynı şeyi Şeyhul Ekber Muhyiddin-i Arabi'de şöyle izah ediyor.Allah insanı kendi suretinde yarattı.Sen kendini çekersen geriye kalan Allahtır.İşte Allah yolunun yolcuları bu sırlara vakıf olabilmek için nefisleriyle sürekli mücadele ve mücahede halindedirler.
Akil kemali aklı fehm eylemekte aciz
Mahiyyeti cünunu divaneler de bilmez
Çeşm-i nedide habe ayineler de hayran
Mahiyeti cemali cananeler de bilmez
      İlm-i Zahir(Kur'an)alimleri sadece ''Şer'iat zahire göre hükmeder''düsturuyla hareket etmekde ve AŞK ilmini anlayamamaktadırlar.Onlar da basiret gözü kapalı olduğu gibi açmak içinde asla bir çaba göstermemekte ve Soffiye ilmine vakıf olanlara haşa küfr halindedirler diye iftira etmektedirler.Oysa İbrahim Hakkı (k.s) onlar için şöyle diyor.''Göğüste gizli bulunan ilm-i batının bu cihan halkına açıklanması yasaktır.Ve izharına herkes asla mecalde bulunamaz..takat getiremez..Evliyaullah hazeratının hikmetlerini inkar eden AHMAK VE CAHİL'dir...''Bu esrarı dile getiren aşağıdaki mısralar ne kadar da arifanedir.!
Eğer ilm-i aşkla gönül olsa kabil
Yazarsın O bir noktadan bin risail
Anı hıfzü tekrar hayretledir kim
Tezekkürledir ilm-i aşk olma gafil
Tefekkürledir çünkü aşkın ulümu
Gerektir ana dersü fehmü mesail
Ko hariçte aklı sen ol aşka dahil...
       İLM-İ REBUBİYET marifetullahın ilmidir.Kişi fenafillah makamına erdiğinde artık La Mevcude İllallah'ın sırrına vakıf olur.Bu Bayezid-i Bistam-i (k.s) Hazretlerinin Allah cübbemin içindedir kelamı ve Hallac-ı Mansur'un En'el Hakk kelamıyla aynı babtaki kelamıyla aynı cezbe halinin dışa tezahürüdür.İlm-i Zahire göre bunlar küfr halindedirler.Ama İlm-i Batın'a göre onlar Allah'da fena olmuş,cüğşa gelmiş ve makamatın tepe noktalarında gezen Arif-i Billahlardandırlar. Allah-u Zül Celal o mertebey-i kirama ulaşmayı tüm müminlere nasib etsin inşaallah.Kolay bir şey zannedenler çok yanılıyorlar.Yunus'un 40yıl tekke de odun taşıması ve ama olan Mürşid'i Taptuk Emre'nin önüne kendisini atması gibi evvela içimizde ki beni çıkarıp geriye Allahla kalmamız gerekmektedir.Bu akıl yoluyla değil bilakis gönül gözüyle olur.Bakın Yunus burada ne diyor..
Yitirdim Yusuf'u Ken'an ilinde
Yusufum bulundu Ken'an bulunmaz...
Burada Yusufdan kasıt Cenab-ı Rabbül Alemindir.Ken'an ili ise dünyadır.Rabbini bulan için geriye önemli bişi kalmaz.Burada ince bir ayrıntıya değinelim.Hüner Rabbi Rabbi ile bilebilmektir.Bu şöyledir;Bedr Gazasında Resul-u Ekrem bir avuç toprağı kafirlere doğru atmıştı.Allah ayet-i kerimede şöyle buyuruyor bu hadise için.''Habibim O'nları siz katletmediniz ve lakin Allah(c.c.)katletti.Attığınız vakit siz atmadınız lakin Allah (c.c.)attı.''Yani demek isteniyor ki Nebiyullah'ın hareketini yaptıran bizzat Allah'tır.(c.c.)Bu Allah-u Zül Celal'in kullarına tecelliyatını gösteren delillerdendir.Yoksa Hz.Ömer 2aylık mesafedeki kumandanı Sare'ye ''Dağa Kaçın''diye o günkü teknolojiyle nasıl taktik verebilirdi ki?Hakikat Rabbimize layıkıyla ''KULLUK'' etmektedir.Allah kendisinin RAbb olduğunun her daim bilinmesini,bizimde ona muhtaç aciz birer kul olduğumuzun bilincinde olmamızı istiyor.Allah'ın sünnetullahı bu yöndedir.Allah dertlilerin dermanıdır.O'nun Esmay-i külliyesinde her türlü sıkıntıya derman olan ''FETTAH''sıfatıyla dertlerimize derman olmakta,''VAHHAB''sıfatıyla da bizlere karşılıksız ni'metler bahşetmektedir. İşte HAKİKAT sırlarını anlamak isteyenler işe sahih bir NASUH TEVBEsiyle başlayıp,hakiki bir MÜRŞİD'in dizleri dibine oturarak nefsleriyle mücadeleye başlamalıdırlar.Kalbleri masivadan temizleyen en etkili ilaç ZİKRULLAH'tır.Mürşid-i Kamil'e intisab eden şanslılar kendilerine verilen reçetelerin acılığına bakmadan nefislerine uyguladıklarında görecekler ki SIRLAR ALEMİ önlerinde açılmaya başlamış.Ne mutlu o SALİH kullara....


















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder