5 Haziran 2013 Çarşamba

ÜLKÜCÜLER KİMSEYE KUYRUK OLMAZ

       Son zamanlarda meydana gelen kitlesel halk hareketlerinde herkesin aklında ve dilinde şu soru var.!''Ülkücüler nerede?''
        Bizim teşkilat yapımızı iyi bilmeyen işkembeyi kübradan habire bizim genel başkanımıza sallıyorlar.Ülkücüler aksiyoner bir hareketten gelmenin zorunluluğuyla teşkilatla daim ve var olan bir topluluktur.Hamdolsun yaradana ki bizim kimseye verecek bir hesabımızda yoktur.Bu davaya gönül ve emek veren milyonlarca bozkurt mazide şan ve şeref bırakmıştır ve atiye de umutla bakmaktadır.Teşkilatçılığımız meşhurdur.Türk ananelerine tamamiyle uygun bilinçli bir aksiyon halindeyiz.Siyasi düşünce olarak ocakta pişmeyen akıllara bu yabancı gelmektedir.Oysa Ülkü Ocaklarında öğretilen ilk şey LİDER-DOKTRİN-TEŞKİLAT üçlemesidir.!Lidere tam itaat başarıya giden yolun anahtarıdır.Buna örnek olarak Çanakkale savaşında subayların şehit olması ile erbaşlara kalan komutanlığın en sonunda imama kalması onunda şehid olmasıyla en kıdemli ere geçmesini gösterebiliriz.Türk Türesinde ümeraya taat şarttır.Akbudun-karabudun ikileminde de bu hal mevcuttur.Bakınız Hüseyin Nihal ATSIZ romanlarında Türklerin teşkilatçılığını çok güzel ifade etmiştir.Bizim Türk-İslam Ülkücüleri olarak teşkilattan gayrı teşkilat içre taam ve hareket etmemiz düşünülemez.Bu zihniyetimize,öğretimize tamamiyle ayrı,ters bir şeydir.Bu gün bizleri eleştiren ömürlerinde bir defa da olsa bize rey vermemiş kimselerin lafları bizce havadadır. Türk-İslam Davasının neferleri geçmişte çok acılar çekmiştir.O zamanlarda bugün bize bu eleştirileri yapanların bir çoğu bize karşıt cephelerde bize karşı mücadele etmekteydiler.Peki bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dersek,konunun sıkça gündeme getirilmesinde art niyet aramak pekde yanlış sayılmaz.Maksat üzüm yemek değil bağcıyı dövmektir.Gaye ülkücü gençliğin kaynayan kanı vesilesi ile sokaklara dökülmesidir.Bizler bu oyuna gelmeyeceğiz.Bu uğurda teşkilatla ayrı düşenler yarın çok pişman olacak davranışlarda bulunmamalıdırlar.Ülkücülüğe yeni alışanlar içinde aydınlatıcı telkinler yapıcak neşriyatların tavsiyesi şiddetle elzemdir.Her Ülkücü yürüyen bir Kur'an gibi olmalıdır.Çevresine örnek olmalı ahlaken üstün meziyetlerle donatılmalıdır Bunu sağlıyacak olan teşkilatlarımızdır.Herkese düşen görev en yakındaki bozkurta teşkilatçılığımızı öğretmektir.Bu şu ara en ihtiyaç duyulan şeydir.Çünkü insanlarımız neden teşkilatlarımızdan gayrı hareketlerde bulunmadığımızı anlayamıyorlar.Onlara bu iyice izah edilmelidir.Zaten 12 Eylül ve sonrasında bize karşı inanılmaz bir ajitasyon oldu tamamiyle bizi yanlış tanıttılar ve aslında olmadığımız pek çok şeyle itham ettiler birde dururp dururken akp ve politikalarının koltuk değneği demesinler bize.Oysa ki biz onların en büyük rakibiyiz.Chpyi zerre kaale almıyorlar tek hedef aynı pastadan pay alan biziz.Tüm ajitasyon hamlelerinin önüne set çektik artık başörtüsünü istismar edemiyorlar,hiç bir şeye kalkışamıyorlar,din de diyemiyorlar o yüzden tek gayeleri bizleri punduna getirip devre dışı bırakmak.Çok uyanık olup kolpaya gelmemeliyiz.Şunuda hatırlatmakta fayda var,ÜLKÜCÜLER KİMSEYE KUYRUK OLMAZ.!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder